Ülkemizde 1 Mayıs’ı Emekçiler olarak haklarımıza ve özgürlüklerimize sürekli olarak yapılan saldırılar, ekonomik sıkıntılar, ve Cumhuriyet değerlerimizin ortadan kaldırmasına yönelik girişimlerle karşılıyoruz. Bu anlamda biz emekçilerin dört bir yandan pek çok sorunla kuşatılmış olduğu söylenebilir. Türkiye’deki bu duruma bağlı olarak önümüzdeki süreçte bizleri emek mücadelesinin yükseleceği günler bekliyor.
1 Mayıs günü bilindiği gibi, emekçilerin günlük 8 saatlik çalışma hakkını elde etmek için verdikleri mücadelenin sonucunda ortaya çıkmış bir gündür. Dünya tarihine baktığımızda emekçiler; mücadele ettikleri sürece yeni kazanımlar elde edebilmişlerdir. Mücadele sürekli olamadığı dönemlerde ise hak kayıpları yaşamışlardır.
Türkiye’de emekçilerimiz de ne yazık ki böyle bir süreçten geçmektedir. Son 11 yıldır pek çok yıldırma aracı ile emekçilerin mücadele gücü sürekli kırılmaya çalışılmıştır. Bu kapsamda işsizlik sorunu emekçiler karşısında baskı aracı olarak kullanılmıştır. İşsizlik sorunu bilinçli olarak çözülmeyerek çalışan kesime "işin var, şükret” denilmiş; emekçilere, haklarına yapılan saldırılara sesini çıkarmaması için baskı yapılmıştır. Emekçilerin mücadelelerini yükseltebilecekleri en önemli oluşumlar olan sendikalar da baskı altına alınmaya çalışılmıştır. Örgütlenme önündeki engeller kaldırılmadığı gibi aksine kalıcı hale getirilmiştir.
Üretimde insan değil de maliyet ön plana çıkarılarak, taşeronlaşma ve güvencesizleştirme en başta kamuda yaygınlaştırılmıştır. Taşeron ve güvencesiz çalışma beraberinde iş kazalarını getirmiştir. İş kazalarında her gün ortalama 4 çalışanımız hayatını kaybetmektedir. İş kazalarının önlenmesi için son yıllarda hiçbir ciddi önlem alınmamış, yalnızca göstermelik bir yasa çıkartılmıştır.
İnsanımıza yönelik bu acımasız yaklaşım ne yazık ki çocuklarımız ile ilgili olarak karşımıza çıkmaktadır. 4+4+4 düzenlemesiyle çocuklarımız okullarından koparılmış, bu da beraberinde çocuk işçiliğin artışını getirmiştir.
Görünen o ki insanı dışlayan bakış açısıyla emekçi haklarına yapılan saldırılara önümüzdeki dönemde de devam edilecek. Başta kıdem tazminatının kaldırılması olmak üzere; esnek ve güvencesiz çalışmanın daha da yaygınlaştırılması ve bölgesel asgari ücretin uygulanması gibi konular önümüze getirilecek. Bu nedenle biz emekçiler daha güçlü bir dayanışma ile mücadelemizi yükseltmek zorundayız.
Türkiye işçi sınıfı için önümüzdeki yıllar, yükselen emek mücadelesi ile yeni kazanımların elde edildiği yıllar olacak, bu da beraberinde, refah ve huzuru, Cumhuriyet değerlerimizin korunduğu güçlü bir Türkiye’yi getirecektir.
Basın-İş Sendikası olarak bu duygu ve düşüncelerle tüm işçi ve emekçilerin 1 MAYIS EMEK VE DAYANIŞMA GÜNÜNÜ kutluyoruz.
Basın-İş Sendikası Merkez Yönetim Kurulu Adına
Yakup AKKAYA /Genel Başkan