"Sendikalar için demokrasi can suyu gibidir”
Sendikamız Genel Başkanı Yakup Akkaya ve Genel Sekreterimiz Savaş Nigar, KESK’e bağlı Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikasının 5. Genel Kuruluna katıldı.
12-13 Nisan 2014 tarihleri arasında DSİ Genel Müdürlüğü Konferans Salonunda gerçekleştirilen ESM Genel Kurulu’na katılan Genel Başkanımız Yakup Akkaya, Türkiye kamu çalışanlarının örgütlenme mücadelesinde önemli bir yere sahip olan kamu emekçilerine seslendi.
Genel Kurul’daki konuşmasında; Türkiye’de demokrasi sorunu olduğunu belirtti. "Demokrasinin en güzel yanı hesap verebilir olmak, üyelerinin karşısına başı dik, alnı açık çıkmak. Bu ülkede alın terini dökenler, emeğiyle çalışanlar, bu ülkenin kalkınmasını sağlayanlar, üretenler, doğduğu günden öldükleri güne kadar vergisini verenler bu hesabı soramıyor. Hesap sormak istendiğinde önce polis copuyla, sonra biber gazıyla, bu da yetmezse tomalarla karşılaşıyorsunuz. Bu da yetmiyor bir de mahkemelerde bizden niye hakkınızı aradınız diye hesap soruyorlar.
Akkaya, "Sendikalar için demokrasi can suyu gibidir. Demokrasi olmazsa sendikalar olmaz. Demokrasi katledilirken suskun kalan sendikalar, zaten yok olmaya mahkumdur. Çalışanların sorunlarını ve taleplerini çözmek için sendikalar demokrasiye sıkı sıkı sarılmalıdır. Demokrasiyi savunmalı ve gelişmesi için çaba harcamalıdır.” dedi. Ayrıca, demokrasinin ancak örgütlü toplumla hayata geçirilebileceğini belirten Akkaya, bütün sendikalara siyasi partilerin arka bahçeleri olmamalarını, evrensel olarak bağımsız olan sendikal hareketin, şayet bir siyasi partinin arka bahçesi haline gelirse emekçilerin haklarının ortadan kalkacağını vurguladı. Bu nedenle örgütlü toplumun gücünü hayata geçirebilmek için sendikaların daha fazla siyasetin içerisinde olması gerektiğini belirten Akkaya, daha çok çalışanın parlemento da emekçiler adına görev yapması gerektiğini, bugün geçmişe göre daha fazla ihtiyaç olduğunu belirtti.
Genel Başkanımız Yakup Akkaya, enerji ve maden sektörlerinde yaşanan gelişmelerin çalışanların haklarını, işlerini ekmeklerini ellerinden almayı hedeflediğini belirtti. Akkaya, "Bu ülkede çeşitli alternatif enerji kaynakları varken, HES’lere başlanmış, doğal yaşam alanları yok edilmiş, su kaynaklarımız tahrip edilmiştir. Salt rant uğruna, hem devletin yapısı çökertilmiş, hem de DSİ, Köy Hizmetleri, TEDAŞ gibi kurumların genleriyle oynanmıştır. Bu süreçte kamu çalışanlarının, işçilerin kazanılmış hakları teker teker yok edilmektedir.” dedi.
Akkaya, konuşmasının devamında enerji özelleştirmelerine de değindi. "Tıpkı emekçileri ilgilendiren diğer yasalar gibi TBMM’de bir gece operasyonu ile torba yasanın içine termik santrallere kömür sağlayan 2172 sayılı yasa ile devletleştirilen, daha sonra 2840 sayılı yasa ile devlet eliyle işletilecek madenler kapsamına alınan linyit sahalarının, 4046 sayılı özelleştirme yasası kapsamında özelleştirilmesini sağlayan bir hüküm konulmuştur.
Akkaya, "Yatağan işçilerinin aylardır süren mücadelesini Sendikal Güç Birliği olarak hepimiz takip ediyoruz. Destek veriyoruz. İşini ekmeğini vatan değerlerini korumak için en demokratik hakkını kullanmak isteyen işçiler, emekçiler türlü engellerle karşılaşıyor. Hiçbir hukuksal dayanağı olmamasına rağmen Yatağan işçilerinin otobüslerle Ankara’ya gelmesinin engellenmesiyle birlikte Ankara’da 9 ve 10 Nisan tarihlerinde eylem yapma yasağı getirilmiştir. Sebep, Yatağan işçilerinin basın açıklaması yapmasının önüne geçmek. Ankara’da yapılan basın açıklaması sonrasında işçilere reva görülen yine gaz, cop ve toma olmuştur. ” dedi.