İşsizlik oranı, işinden olan işçi sayısı, grevde geçen gün sayısı, ödevi yüke dönüştüren vergi dilimi, oldukça asgari seyreden ücret düzeyi, iliklere kadar işleyen yoksulluğun istatistiksel dağılımı, İŞ CİNAYETLERİNDE KAYBEDİLENLERİN SAYISI, İŞKOLLARINA GÖRE ÖLÜM YÜZDELERİ...
Rakamların arasına sıkışıp kalan bir çalışma hayatı…
Her gün yeni bir rakam ve her rakam koca bir yaşam!
Oysa çalışma hayatı; işsizlik ile ölüm arasına sıkıştırılamayacak kadar insani, rakamlarla sadeleştirilemeyecek kadar sosyaldir:
İnsan bir anda bu yaşamın dışına itilemez...
Kadınıyla erkeğiyle yaşamın birlikte üretildiği bir yerde ayrımcılık kol gezemez…
Bu hayat; güvencesiz, güvensiz bir şekilde yaşanacak; kanaatkâr olunacak, haksızlığa ve ölüme karşı yaşamı savunmak için mücadeleden vazgeçilecek denilemez…
Daha iyi bir yaşam için alın teri dökenlerin, çalışırken ölebilecekleri ihtimali üzerinde durulamaz…
Can ne bir makine ne bir meta ne de rakamsal bir göstergedir. Onun için kaybı da bu denli kolaylaştırılamaz…
SÖZ KONUSU YAŞAM İSE BU KADAR KOLAY VAZGEÇİLEMEZ!
"Zonguldak, Kocaeli, Kırıkkale"…
Artık şehirler ölümü hatırlatmasın!
İş cinayetlerinde kaybettiğimiz CANLARIN anıları önünde saygıyla…
BASIN-İŞ SENDİKASI