Hükümet, Şişecam’da, Kristal-İş üyesi 5800 cam işçisinin insan onuruna yakışır bir ücret ve iş güvenceleri için toplam 10 fabrikada 7 gündür sürdürdüğü grevi, genel sağlığı ve milli güvenliği bozucu nitelikte bularak 60 gün süreyle erteledi.
Hükümetin çalışma hayatı üzerindeki bitmek tükenmek bilmeyen baskısı, bu sefer de cam işçilerinin haklı ve meşru grevinin üzerine karabasan gibi çöktü. Ve bizler hükümetin emekten, alınterinden değil, sermayeden yana olduğuna bir kez daha tanık olduk.
Bizler emeğin ve alınterinin temsilcisi olarak, "İş Ekmek Yoksa Barış da Yok” diyerek insanca yaşam hakkının mücadelesini veren cam işçilerine yapılan bu hak gasbına sessiz kalamayız…
Dün, bu ülkede sendikal özgürlük ve hakların önünü açtığını iddia eden zihniyet; bugün çıkmış pencere ve otomobil camı, çay ve su bardağı ile meşrubat şişesi üreten fabrikalarda uygulanan grevi milli güvenliği ve genel sağlığı bozucu buluyor… Peki soruyoruz Soma’da bir günde 301 canı ölüme gönderen koşullar sağlıklı mıydı? Ardı arkası kesilmeyen iş cinayetlerini hazırlayan ortamlar çok mu güvenliydi?
Buradan sesleniyoruz, bu grevde sağlıksız tek bir durum varsa; o da Bakanlar Kurulu tarafından verilen bu karardır. Hükümetin işverenle ve diğer sermaye gruplarıyla birlikte aldığı bu karar, çalışma hayatının sağlığını bozucu niteliktedir.
Sermaye yanlısı bu karar, işçi sınıfının en büyük silahı olan grev hakkını elinden almak, sınıf bilincini ortadan kaldırmaya sendikaları etkisiz bırakmaya yönelik bir karardır.
Sonuç olarak, bu kararla, sadece Kristal-İş Sendikası’na değil; diğer sendikalara ve tüm emekçilere de "hakkın var ama ben izin verdiğim zaman kullanırsın” şeklinde tehditkâr bir uyarıda bulunulmuştur.
Basın-İş Sendikası olarak, bu duygu ve düşüncelerin ışığında birleşe birleşe kazanacağımızın bilinciyle, Kristal-İş Sendikası’nın ve cam işçilerinin her türlü meşru ve demokratik tepkilerinin yanında olacağımız bildiririz.
BASIN-İŞ SENDİKASI
MERKEZ YÖNETİM KURULU