"1- İlk olarak 2019’un sonunda Çin’de ortaya çıkıp geçtiğimiz üç ay içinde dünyanın büyük bir bölümüne yayılan yeni coronavirüs (Kovid-19) etkisi ve yaygınlığıyla küresel bir halk sağlığı sorununa dönüşmüştür. Dünya Sağlık Örgütü’nün bu gelişmeleri 11 Mart 2020 günü "Dünya Çapında Salgın” olarak ilan etmesi konunun ciddiyetini göstermiştir.
Salgın hastalığın, sosyal hayatın yanı sıra ekonominin birçok alanında olumsuz etkisi ortaya çıkmıştır. Ülke genelinde koruyucu tedbirlerin etkin uygulanması önem taşımaktadır. Bu kapsamda tüm işyerlerinde işçi sağlığının korunabilmesi için ilave tedbirler bir an önce alınmalıdır.
2- 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile daha önce alt işverende çalıştırılanlar, iş gördükleri kamu kurum ve kuruluşlarının sürekli işçi pozisyonlarında ya da yerel yönetimlerin kurdukları şirketlerde istihdam edilmiştir. Ancak bu düzenlemeyle kamuda taşeron uygulaması sona ermemiş, başta KİT’ler ve özel bütçeli kuruluşlar olmak üzere birçok kamu işyerinde istihdam edilenlerin durumu aynen devam etmiştir. Sürekli işçi kadrosuna alınan işçilerin ücret ve sosyal haklarında da kayıplar meydana gelmiş, farklılıklar ortaya çıkmıştır.
Kamuda alt işverende çalıştırılanlar istisnai olarak ve geçici bir süre tescil edildikleri işkolunda sürekli işçi kadrosuna alınmıştır. Geçiş süreci genel bütçeli kuruluşlarda 31.10.2020, yerel yönetimlerde ise 30.06.2020 tarihinde sona ermektedir.
TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu, anılan tarih itibariyle bu işçilerin asıl işkolunda ve mevcut toplu iş sözleşmesi kapsamında olmaları gerektiğini savunmaktadır. 696 sayılı KHK’nin geçiş hükümlerinin kalıcı hale getirilmesi ya da süresinin uzatılması yönünde yaklaşımlar kesinlikle gündeme gelmemelidir.
3- 696 sayılı KHK ile "geçici işçilerin durumu” da kısmen çözüme kavuşmuştur. Haksızlığın ve mağduriyetin giderilmesi tam olarak sağlanmamış olsa da, geçici olarak çalışanların, kurumlarının talebi halinde 4 aya kadar daha fazla çalışabilmelerine imkan sağlanmıştır. Ancak uygulamada karşılığı sınırlı kalmıştır. Yıllardır başarılı olarak çalışan, bilgi, beceri ve deneyimleri ile işyerine faydalı bu işçilerin sorunu bir an önce çözülmelidir.
4- Ülkemizde sendikal örgütlenme ve toplu iş sözleşmesi sürecindeki olumsuzluklar devam etmektedir. Gerek sendikalaşma oranı gerek toplu sözleşme kapsamındaki işçi ve işyeri sayısı son derece yetersizdir. Uygulamada bu temel hak ve özgürlüklerin kullanımına yönelik engelleme ve baskılar -kimden gelirse gelsin- kabul edilemez niteliktedir.
Toplu sözleşme yapma sürecinin önemli aşaması olan "yetki” konusunda sıkıntılar devam etmektedir. Siyasal yaklaşımlar bu süreçte belirleyici olmamalıdır. Örneğin Belediye-İş Sendikası, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile iki şirketinde (İston ve İsbak) işçilerin büyük çoğunluğunu örgütlemiştir. Buna rağmen, 4 Kasım 2019 tarihli yetki başvurusuna bugüne kadar cevap verilmemiştir. TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu, işçilerin mağduriyetine yol açan bu ve benzeri uygulamaların sonlandırılmasını, Belediye-İş’e anılan işyerleriyle ilgili yetkinin ivedilikle verilmesini talep etmektedir.
5- TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu "1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü”nün geçmiş yıllarda olduğu gibi tüm illerde ve merkezi düzeyde bir bölgede yapılmasını kararlaştırmıştır. Bu yöndeki hazırlıklar, gelişmeler değerlendirilerek Yönetim Kurulu tarafından yerine getirilecektir.
6- Çevrenin korunması temelinde faaliyetleri durdurulan termik santraller, gerekli tedbirler alınarak, ivedilikle üretime ve istihdama kazandırılmalıdır.
7-TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu, üye sendikalarımızda örgütlü işçilerin başta örgütlenme ve işten çıkarmalara karşı olmak üzere, sürdürdükleri bütün meşru ve haklı mücadelesini desteklemektedir."
Kaynak: http://www.turkis.org.tr
TÜRK-İŞ BAŞKANLAR KURULU BİLDİRİSİ... Görselleri