13 Mayıs 2025

1987-1995 ARASI GREVLERİMİZ

Son Güncelleme:

Paylaş

DEVLET MALZEME OFİSİ
GREVİ, 31 TEMMUZ 1987, İSTANBUL

1987’den
başlayarak 60 gün süren toplu sözleşme
görüşmelerinin uyuşmazlıkla sonuçlanması ve Kamu-İş’in hiçbir arabuluculuk
toplantısına katılmayarak anlaşılmaz bir tutum sergilemesi üzerine DMO işçisi 6
Temmuz’da grev ilanını astı, 31 Temmuz 1987’de greve çıkıldı. Ortalama 8 yıl
kıdemi olan 120 işçinin asgari ücret seviyesinde diğerlerinin de asgari ücretin
biraz üzerinde ücret aldığı DMO’da yapılan bu grev 12 Eylül sonrasında yapılan
en uzun soluklu grevdi. 112 gün sürdü. Bu süre zarfında Sendikalar arası
dayanışma güçlendi. SHP Genel Başkanı Erdal İnönü başta olmak üzere bir çok
siyasi işçileri ziyaret etti. Edip Akbayram dahil bazı sanatçılar işçileri
ziyaret ederek destek verdiler.

164
işçinin katıldığı DMO grevi ayrıca, sendikanın en fazla ses getiren, ilk büyük
grevidir. Turgut Özal hükümetleri döneminde işçi ücretlerinin reel olarak
tahammül edilemez bir sınıra gerilemesi (1980-1987 arası dönemde yaklaşık yüzde
40 geriledi), işçi üzerindeki baskının artmasının kaçınılmaz bir ürünüydü. Grev süresince Sendikalar arası dayanışma
güçlendi. Basın-İş “29’u eve biri greve” sloganıyla işçiler arasında 1 günlük
yevmiyelerin grevdeki işçilere gönderilmesi için kampanya başlattı. SHP Genel
Başkanı Erdal İnönü başta olmak üzere bir çok siyasi işçileri ziyaret etti.
Sendikalar ve diğer işçiler DMO işçisini hiç yalnız bırakmadı. Aynı dönemde
grevde bulunan Deri-İş, Tezkoop-İş ve TÜMTİS üyesi işçilerin ve diğer sendikacı
ve işçilerin katıldığı büyük bir miting düzenlendi. Edip Akbayram dahil bazı
sanatçılar işçileri ziyaret ederek destek verdiler.

DMO
Grevi, işçilerin 12 Eylül’le birlikte üzerlerine örtülen ölü toprağının
kalkmasına büyük katkısı oldu. Dayanışma ruhunu ateşledi.Grevler dalga dalga
yayıldı. Özal hükümetlerinin işçiyi ezen sömürü düzenine son veren sürecin
tetikleyicilerinden oldu. Sonuçta DMO işçisi Direne, Direne taleplerini
işverene kabul ettirdi. Grev 19 Kasım 1987 günü atılan imzalarla sona erdi.

DARPHANE VE DAMGA
MATBAASI GREVİ, 23 HAZİRAN 1988, İSTANBUL

Toplusözleşme
uyuşmazlığı nedeniyle toplam 330 işçinin çalıştığı Darphane ve Damga
Matbaası’nda 23 Haziran 1988’de başlatılan grev. Grev kararı 11 madde dışındaki
maddelerde çıkan uyuşmazlığın giderilmemesi üzerine, 7 Haziran’ da alındı. Sendika, ücretlerde ortalama yüzde 40
ile 28 arasında değişen bir ücret artışı önermişti.

31
Temmuz’ da İspanya’nın Bask Bölgesi’nden gelen ve aynı işkolunda çalışan 20
işçi Sultanahmet’teki grev yerini ziyaret ederek bir uluslararası dayanışma
örneği gösterdi. Bask’ lı işçiler, grevcilere başarı dileyerek “ülkelerine
dönünce desteklerinin boyutlarının daha da artacağını” söylediler.

Grevin
71’inci günü olan 1 Eylül’ de Merkez Bankası, Meksika Hükümeti’ yle ilişkiye
geçerek, bu ülkede madeni para basılması için bir protokol imzaladı. Bu gelişme
üzerine bir açıklama yapan Basın-iş Sendikası başkanı Ali Ekber Güvenç,
devletin grev kırıcılığı yaptığını öne sürerek, “işçisine bir kat fazla ücret
veremeyen bir kuruluşun 5 katı maliyetle yabancı bir ülkede para bastırması hem
ayıptır, hem de suçtur” dedi. Yurtdışında para bastıran hükümetin tavrını
kınayan Basın-iş konuyla ilgili olarak uluslararası işçi örgütlerine de
başvurdu. Sendikanın, Uluslararası Hür İşçi Sendikaları Konfederasyonu
(ICFTU)’ya yaptığı başvuru üzerine bu kuruluş Meksika’daki işçi örgütlerini
uyardı ve grev kırıcılığına engel olunmasını istedi.

Açılan
bir kampanyayla grevi destekleyen herkes jeton ve bozuk para biriktirmeye
çağrıldı; böylece grev sırasında yaşanan jeton ve bozuk para sıkıntısının,
grevin işveren üzerindeki baskısını artırmak ve sonuca en kısa zamanda ulaşmak için
derinleştirilmesi amaçlanıyordu. Grevci işçilere maddi katkı sağlamak amacıyla
“Grevci İşçilerle Dayanışma Gecesi” düzenlendi.

Grevin,
3,5 ayını doldurduğu günlerde, Kamu-iş, bir görüşme çağrısı yaptı. Yeniden
başlayan görüşmelerde işveren tarafı birinci 6 ay için yüzde 30 artı 25 bin,
ikinci altı ay için yüzde 30 artı 15 bin lira zam önerdi. Bunun üzerine
Basın-iş Sendikası, söz konusu öneri için grevcilerin görüşlerini almak üzere
bir referandum yaptı. Kapalı oylamayla yapılan referandum sonucu, 265 işçiden
149’u yeni öneriye “evet” derken, 114’ü “hayır” oyu kullandı; 3 işçi de
çekimser kaldı. Oylama sonrası bir açıklama yapan sendika genel başkanı Ali
Ekber Güvenç, ” Referandumda yeni teklife işçilerin evet demesi üzerine grevi
kaldıracağız” dedi. Grev, işverenin önerisiyle, ücretlere günlük brüt ortalama
yüzde 117 zam ve sosyal yardımlar toplamının 50 bin liraya çıkarılması üzerine
18 Ekim 1988’de sona erdi.

TİFDRUK MATBAACILIK
SANAYİİ GREVİ, 5 HAZİRAN 1991, İSTANBUL

Toplu
sözleşme görüşmelerinde ücret maddelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine
Tifdruk işçisi 5 Haziran 1991 tarihinde greve çıktı. Sendika’ nın ortalama 920
bin lira olan işçi ücretlerine yüzde 250 zam yapılması önerisine karşı işveren,
yüzde 130’dan daha fazla zam veremeyeceğini açıkladı. Tarafların uyuşmazlığa
düşerek 1 Ocak 1991 tarihinden itibaren görüşmeleri kesmesinin ardından yasal
prosedür tamamlanarak 5 Haziran 1991 günü greve çıkıldı. Grev tam 141 gün
sürdü.

12
Eylül 1991 tarihinde, grevin 100. gününü doldurması nedeniyle fabrika önünde
protesto eylemi yapıldı. Çevre işyerlerinde çalışan işçilerin ve sendikaların
dayanışma amacıyla katıldığı protesto eylemi mitinge dönüştü. Basın-iş
Sendikası’nın üyesi bulunduğu uluslararası üst kuruluş IGF tarafından T.C.
Hükümeti’ne protesto yazıları gönderildi ve grevcilere 2000 Dolar para yardımı
yapıldı.

20
Ekim günü işverenin yeni bir teklifle gelmesi üzerine işyeri temsilcileri ve
grevci işçiler bir araya gelerek önerileri değerlendirdi. Bu toplantıda
anlaşmaya varılması üzerine 23 Ekim 1991 tarihinde grev sona erdi.

ÖZGÜN MATBAA DİRENİŞİ,
12 AĞUSTOS 1992, ANKARA

Ankara’daki
Matbaa İşçileri arasında BELENE KAMPI olarak bilinen Gölbaşında Kurulu Özgün
Matbaacılık’ta Basın-İş’e üye oldukları için yetki sürecinde önce istifaya
zorlanan işe alınmayan sonra da işten çıkarılan işçilerin 12 Ağustos’ta
işyerinin önüne “Onur Çadırı” kurarak başlattıkları direniş.

BAŞBAKANLIK BASIMEVİ
GREVİ, 2 MART 1993, ANKARA

Ankara’da
Resmi Gazete’nin yayımlandığı Başbakanlık Basımevi işçilerinin 2 Mart 1993’te
başlattıkları grev.

5
ay süren toplu sözleşme görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine, 194
işçi greve çıktı. Genel Başkan Ali Ekber Güvenç, RG’ nin basılması işinin
grevden iki gün önce başka bir basımevine ihale edilmesini eleştirerek,
Başbakan Süleyman Demirel’ i grev kırıcılığı ile suçladı. Grev açıklamasında
işçiler, günlük yevmiyelerinin 75 bin lira olduğunu belirterek, Karayolları,
Milli Eğitim ve Devlet Malzeme Ofisi matbaalarında yevmiyelerin 155 bin lirayla
187 bin lira arasında değiştiğini ve aynı işi yapıyor olmaları nedeniyle,
onların seviyesinde ücret almak istediklerini açıkladılar.

RG’
nin özel bir matbaada bastırılmasının yasalara aykırı olduğu gerekçesiyle
Ankara 9. İş Mahkemesi’nde açılan dava 4 Mayıs’ ta Sendika lehine sonuçlandı. Mahkeme
uygulamanın durdurulmasına karar verdi. Ardından hükümet, 6 Mayıs’ ta grevi
milli güvenlik gerekçesiyle 60 gün süreyle erteledi. Aynı gün basımevi işçileri
öğleden itibaren işbaşı yaptılar. Bu arada Basın-iş erteleme kararının iptali
için Danıştay’a dava açtı. 66 günlük grev süresince özel matbaaya ödenen 5
milyar lira 6 aylık işçi ücretine eşitti.

ZİRAAT BANKASI MATBAASI
GREVİ, 15 NİSAN 1993, ANKARA

Ziraat
Bankasının yaklaşık 2 bin şubesinin matbuu evrakını basan matbaa işçisi, toplu
sözleşme görüşmelerinin ücrete ilişkin maddelerinde uyuşmazlığa düşülmesini
ardından greve başladı.Matbaa işçileri diğer kamu kuruluşlarında aynı işi yapan
işçilerin brüt 4,5 milyon ile 6 milyon arasında değişen oranlarda ücret
aldıklarını buna karşın kendilerine sadece brüt 2 milyon 200 bin lira
verildiğini belirtiler. Grevciler, zam taleplerinin sendika tarafından işverene
iletildiğini, işvereninde bu teklife sıcak baktığı ancak hükümetin buna karşı
çıktığını söylediler.

1995 GREVLERİ, ANKARA

1994
ekonomik krizi sonrasında fatura emekçiye kesildi ve 1995-1996 kamu kesimi
toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde Tansu Çiller Hükümetince sıfır zam
dayatmasıyla karşılaşıldı. 11 ay görüşmelerde hiçbir ilerleme sağlanamaması
üzerine Türk-İş’in aldığı kararlar uyarınca bir çok sendikayla birlikte
Basın-İş’e üye işyerlerinde de peşpeşe greve çıkıldı. 20 Eylül 1995’te Türk
Tarih Kurumu, 3 Ekim’de Başbakanlık Basımevi ve Ziraat Bankası Matbaası, 4
Ekim’de Devlet İstatistik Enstitüsü Matbaası ve son olarak 9 Ekim’de Sağlık
Bakanlığı Matbaası greve çıktı. Grevler büyük yankı yaptı ve hükümetin sıfır
zam dayatması kırılarak kayıplar asgari düzeyde telafi edilebildi.

 

 

Son 10 Grev ve Eylemler

Daha Fazla

Güncel