BİRLİKTE KUTLANACAK NİCE GÜZEL TARİHLERE…

 
Cumhuriyetimizin 100. Yılını, Sendikamızın 60. Yaşını birlikte kutluyor olmanın; kurtuluşumuzun ve emek mücadelemizin en özel tarihlerini sizlerle paylaşmanın tarif edilemez mutluluğu içerisindeyiz.

Çünkü insanca yaşadığımız her alanda, özgür hissettiğimiz her anda, bağımsız attığımız her adımda; dinlediğimiz müzikte, okuduğumuz kitapta, kalemimizin yazdığı her sayfada; aldığımız kararda, emeğimizin karşılığında, kazandığımız her "hak"ta; sevgi, saygı, barış, kardeşlik ve onur gibi her güzel duygumuzda, CUMHURİYETİMİZİN İZİ VAR!

Hiç kuşkusuz sendikal hak ve özgürlüklerimiz de onlar için verdiğimiz mücadele de Türkiye Cumhuriyeti’nin o muazzam kurtuluş ve kuruluş sürecinin ve o sürecin büyük mimarlarının izlerini taşımaktadır.

'Onlar'a ve bu büyük Eserlerine çok şey borçluyuz; işte bu nedenle daima bu Güneş'in ışığı altında yol alacağımıza söz veriyoruz!

İşte böylesi bir duygu yoğunluğu yaşadığımız bu süreçte tabi ki hareket noktamız yine "birlik, mücadele ve dayanışma” olacak.

Çünkü bugün gururunu en derinden hissettiğimiz o tarih aynen bu duygularla yazıldı ve yine bu duygularla küllerinden yeniden doğdu…

Geride bıraktığımız zorlu süreci; yaşadıklarımızı, yaşayamadıklarımızı bir düşünelim… İşte orada; her şeye rağmen birlikteliğimizden aldığımız gücü, mücadelemizden doğan umudu ve dayanışmamızdan gelen gür sesi hissedeceğiz, duyacağız ve yaşayacağız…

Maalesef dün olduğu gibi bugün de sendikalar olarak, mücadelesini vermemiz gereken bir yığın sorun; temsil ettiğimiz kitlelerin işini tehlikeye atan, hayatını zehreden pek çok konu var. 

Sendikasız işçilerin örgütlenmesi, vergi adaletsizliği, enflasyon, ücretlerdeki erime, iş kazaları, çocuklarımızın eğitimi, emeklilik ve sağlık gibi sorunlarımız; "kıdem tazminatının yok edilmek istenmesi” gibi sık sık üzerime çöken bir kâbusumuz var. İşveren ve hükümetler nezdinde bir yandan bu sorunların mücadelesini verirken diğer yandan sendikacılığı asıl alanlarından uzaklaştıran zihniyetlerle uğraşmak zorunda kalıyoruz.  

İnsanlık tarihini, emekçiler için biraz incelersek, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarını düşünürsek; bunlar aşılmayacak sorunlar değil; hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın.

Bizler, sendikanın, bizzat işçinin kendisinin sahip olduğu, birliğini, dayanışmasını mücadelesini ortaklaştırdığı, kollektif iradesini, sorunlarını ve çözümlerini ortaya koyduğu bir demokratik kitle örgütü, bir hak arama aracı olduğu gerçekliğini her zaman her yerde üzerine basa basa hatırlatacağız. Gücünü işçiden, emekçiden ve üyesinden alarak sendikacılık yapanların daima ayakta kalacağını; asıl mücadele alanlarımızın unutulmasına ve unutturulmasına asla izin vermeyeceğimizi herkese duyuracağız.

Bizler ve mücadele bayrağını devredeceğimiz çocuklarımız, eleştiren/sorgulayan genç nesillerimiz, daima aklın ve bilimin yolunda ilerleyecek; mücadele azmini, birlik ve dayanışma ruhunu hep canlı tutacağız.

Bu noktada; Basın-İş Sendikası adına, siz değerli üyelerimiz başta olmak üzere bu mücadeleye değer katan, emek veren, alın teri döken tüm örgütümüze ve dayanışmasını bizlerden esirgemeyen dostlarımıza teşekkür ediyorum.

Unutmayalım örgütlü mücadele yaşatır, değer katar, güç verir ve umut üretir…

Bu duygu ve düşüncelerle, böylesi bir özel yılda, öncelikle bizlere "Asırlık Bir Ulu Çınar” yetiştiren Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve tüm Milli Mücadele Kahramanlarımızın anıları önünde saygıyla eğiliyor; emek mücadelesinde hep birlikte yol aldığımız siz değerli Basın-İş ailesini dayanışma duygularımla selamlıyorum. 

Önemli tarihleri, güzel günleri ve yaşanacak yarınları beraberce karşılamak dileğiyle…


GENEL BAŞKAN
SAVAŞ NİGAR