Kadın İşçilerin Direniş Günlüğü

TEKSİF Sendikası’nda örgütlendikleri için işten atılan Zorlu Tekstil işçileri fabrika önündeki direnişlerini sürdürüyor. İki ayı aşkın bir süredir kararlılıkla devam ettirdikleri sendikalaşma mücadelesinde kadın işçiler, ön plana çıkıyor. Direnişin başarıya ulaşması için yoğun çaba sarf eden kadın işçiler, evlerine gittiklerinde de bulaşık, ütü, yemek, temizlik, çocukların dersi gibi bir yığın iş ve birçok sorunla boğuşmak zorunda. 

DİRENİŞTEN EVDEKİ İŞLERE 
Direnişteki işçi kadınların bir günü nasıl geçiyor? Direniş gündelik yaşamlarını nasıl etkiledi? Bu sorulara yanıt bulmak için, Zorlu’da sendikalaşma mücadelesi veren direnişçi kadınlarla sohbet ettik.

Asiye Bulut’un günü sabah 6.30’da başlıyor. Sıradan bir iş günüymüş gibi çocuklarını okula yolladıktan sonra ev işlerini bitirip fabrikanın yolunu tutuyor. Fabrika önündeki direniş yerine geldiğinde ilk olarak arkadaşlarıyla birlikte kahvaltı sohbeti yaptıklarını belirten Bulut, kahvaltı sırasında bir önceki günü değerlendirdiklerini ve sonraki günün planını yaptıklarını ifade ediyor.

Direnişin aile yaşantısına nasıl yansıdığını sorduğumuzda Bulut, bize başlardaki durumla şimdiki durum arasındaki farkı anlatıyor. İlk günlerde mahalle dedikoduları nedeniyle direnişe temkinli yaklaşan eşinin, kendisindeki kararlılığını gördükten sonra bakış açısının değiştiğini belirten Asiye Bulut, şimdi ise eşinin kendisinden verdiği destek nedeniyle çok mutlu. 

Bulut’un günü, fabrika dönüşünde de, yoğun bir koşuşturmayla devam ediyor. Akşam yemeği, bulaşık, temizlik gibi ev işlerini halleden Bulut, bu koşuşturmada çocuklarını da ihmal etmemeye çabalıyor. 

YİNE DE DİKKATLİ OL!
Rabia Daştemir de güne sabah 6’da uyanarak başlıyor. İki çocuğundan sabahçı olanını 7’de okula gönderen Daştemir, ev işlerini sabahtan rayına oturtup evden öyle ayrılıyor. Eşinin direnişi yürekten desteklediğini belirtirken, "yine de dikkatli olun insanların ağzına laf vermeyin” uyarısında bulunma ihtiyacı hissettiğini söylüyor. Saat dört civarı eve dönen Daştemir, bir yandan ev işlerini hallederken diğer yandan eşiyle günlük gelişmeleri değerlendiriyor. Direnişle birlikte insanların kafasındaki "Zorlu çok büyük, çok güçlü bir firma ona nasıl kafa tutacaksınız” algısını yerle bir ettiklerini düşünen Daştemir, asıl gücün birlikte hareket etmek olduğunu ifade ediyor. 

SUSMA HAYKIR UYUMAK HAKTIR!
10 yaşında bir çocuğu olan Raziye Uygun ise anne babasıyla yaşıyor. Annesiyle kalmasının ev işlerindeki yükünü hafiflettiğini belirten Uygun, evden işyerine dualarla uğurlanıyormuş. Oğlunun direnişten çok etkilendiğini ifade eden Uygun, "Sabahları okula gitmek istemediğinde ‘Susma haykır uyumak haktır’ sloganını atıyor” diye anlatıyor.

Kaynak: www.evrensel.net 26.03.2014
Son 10 Kadının Adı Var